Psikoterapi Nedir?
Psikoterapi, bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarını iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilen yapılandırılmış bir müdahale biçimidir. Psikoterapi sürecinde danışan ile terapist arasında kurulan güven temelli bir ilişki, terapinin en önemli unsurlarından biridir. Bu süreç, genellikle bireysel oturumlar, grup terapileri veya çift terapileri gibi değişik formatlarda gerçekleştirilebilir ve farklı terapi yaklaşımlarını içerebilir. Örneğin, bilişsel-davranışçı terapi, psikanalitik terapi ve insan merkezli terapi gibi kuramsal temelleri olan yöntemler tercih edilebilir (Karahan, 2022; Yazar ve Tolan, 2021).
Psikoterapinin amacı, bireyin içsel çatışmalarını, sorunlarını ve stres kaynaklarını anlamasına yardımcı olmak ve bu sorunlarla başa çıkma becerilerini geliştirmektir. Psikoterapi süreçlerinde kullanılan teknikler, danışanın ihtiyaçlarına göre özelleştirilir. Terapistler, danışanın zihin yapısını ve davranış kalıplarını anlayarak, daha sağlıklı düşünme ve davranma biçimlerini öğretmeyi hedefler. Bu bağlamda, bilişsel-davranışçı yaklaşım, bireylerin düşünce süreçlerini yeniden yapılandırmalarını sağlayarak psikolojik bozuklukların tedavisinde sıkça başvurulan bir yöntemdir (Çebi ve Karaaziz, 2022; Özer ve Yalçın, 2019; Yazar ve Tolan, 2021).
Psikoterapi, bireylerin ruh sağlığını iyileştirmenin yanı sıra, kişisel gelişim ve yaşam kalitesini artırma konularında da önemli bir rol oynar. Bu süreçte, danışanlar kendi deneyimlerini anlamlandırarak, duygusal dayanıklılıklarını artırabilir ve sosyal ilişkilerinde de daha sağlıklı bir iletişim geliştirebilirler. Dolayısıyla psikoterapi, yalnızca bir tedavi yöntemi değil, aynı zamanda bireyin kendini keşfetmesini sağlayan bir yolculuktur (Arslan, 2022; Damar, 2023; Mutlu ve Demirtaş, 2023).
Psikoterapinin Yanlış Anlaşılan Yönleri
Psikoterapi, bireylerin duygusal ve psikolojik problemlerine çözüm bulma amacı güden bir süreçtir, ancak bu sürecin nasıl işlediğine dair pek çok yanlış anlama vardır. En yaygın yanlışlıklardan biri, psikoterapinin her zaman bir tedavi aracı olarak görülebilmesidir. Psikoterapi, yalnızca hastalık tedavisi değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve kendini anlama süreci de içermektedir. Öte yandan, psikoterapi sadece bireysel seanslardan ibaret değildir; grup terapileri ve aile terapileri gibi farklı formatlarda da uygulanabilir (Gülüm, 2012; Sasioglu ve ark., 2014). Ayrıca, toplumda yaygın bir şekilde kabul edilen "psikoterapinin zararsız olduğu" inancı da yanlıştır. Araştırmalar, uygun şekilde yönetilmediğinde psikoterapinin olumsuz etkileri olabileceğini göstermektedir (Gülüm, 2012, 2018).
Bir diğer yaygın yanılgı, psikoterapinin anlık çözümler sunabileceğidir. Bireyler, terapiden hemen değişim ve hızlı çözümler bekleyebilirler. Ancak, psikoterapi genellikle uzun bir süreçtir ve sürekli bir çalışmayı gerektirir (Aldemir, 2019). Bu süreç içinde terapist ve danışan arasında güvenli bir ilişki gelişmesi önemlidir; bu, danışanın sürece olan bağlılığını artırır ve olumlu sonuç elde edilmesini kolaylaştırır. Ayrıca, hemen her terapinin bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanması gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır, zira her bireyin sorunları ve yanıt vermesi gereken tetikleyiciler farklıdır (Aypay ve Kara, 2018).
Birçok kişi terapistin rolünü yanlış anlayabilir. Terapistler, danışanların kendi çözüm yollarını bulmalarına yardımcı olma görevini üstlenirler. Danışanın kılavuzluğu esas alınarak, terapist bu süreçte bir destekleyici ve yönlendirici rol oynar (Aldemir, 2019). Danışanın kendini ifade etmesi ve kendi içsel süreçlerini anlaması üzerine inşa edilen bu yapı, terapinin etkililiğini artırmaktadır. Kısacası, psikoterapi çok boyutlu bir süreçtir ve yanlış anlamaların önüne geçmek için bu alan hakkında daha fazla bilgi sahibi olunması gerekmektedir.
Psikoterapinin Gerçek Amacı
Psikoterapi, bireylerin ruhsal sağlıklarını iyileştirmek amacıyla düzenlenen, yapılandırılmış bir süreç olarak tanımlanabilir. Farklı psikoterapi yöntemlerinin değişik odak noktaları ve teknikleri olsa da, genel olarak amacı duygusal, zihinsel ve davranışsal sorunları anlamak ve bunları çözmek olarak öne çıkar. Psikoterapinin amacı, bireylerin içsel çatışmalarını çözmek, duygu ve düşüncelerini anlamalarına yardımcı olmak ve erken çocukluk deneyimlerinin etkisini keşfederek daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamaktır (Ibrahimova, 2024; Klug ve ark., 2016; Messer, 2015). Bu bağlamda, psikoterapinin çeşitli yönleri ve hedefleri de dikkat çekmektedir.
Psikoterapi Türleri ve Amaçları
Çeşitli psikoterapi türleri, farklı yaklaşımlar ve hedefler sunmaktadır. Örneğin, psikoanalitik terapi (PA) ve psikodinamik terapi (PdP), bireylerin bilinçdışı süreçleri ve geçmiş deneyimlerini irdeleyerek içsel çatışmalarını anlamalarına yönelik bir çerçeve sunar. Araştırmalar, bu tür terapilerin özellikle depresyon ve sınır çizgisine sahip kişilik bozukluğu gibi rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir (Klug ve ark., 2016; Messer, 2015). Bu yöntemler, terapötik ilişki aracılığıyla bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarına ve içgörü kazanmalarına olanak tanır (Hendriks ve ark., 2021).
Diğer yandan, Sistemik Psikoterapi gibi yaklaşımlar, bireylerin sosyal ilişkilerini ve dinamiklerini anlamaya odaklanır. Bu tür terapiler, bireylerin sosyal ortamlarındaki etkileşimlerinin ve bu etkileşimlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini keşfetmelerine yardımcı olur (Brody, 1988; Pittermann ve Kubinger, 2011).
Duygusal İçgörü ve Kişisel Gelişimi Teşvik Etmek
Psikoterapinin amaçlarının önemli bir kısmı, bireylerin kendilerine dair daha derin bir anlayış kazanmalarını sağlamaktır. Psikoanalitik terapide, bireylerin kendi içsel deneyimlerini derinlemesine incelemeleri teşvik edilir. Bu süreçte, gözlemler ve aktarım (transference; terapiste duygu yansıtma) gibi dinamikler kullanılarak bireylerin içsel çatışmaları keşfedilir (Grey ve ark., 2018; Hendriks ve ark., 2021). Psikodinamik modelde, bireylerin kendilerine dair farkındalıkları arttıkça, kişisel gelişim ve duygusal iyileşme süreci daha etkili hale gelir (Blatt ve Auerbach, 2000; Rodomonti ve ark., 2021).
Psikoterapinin Uygulama Alanları
Psikoterapinin amaçları, psikolojik bozuklukların tedavisinden çok daha geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Psikoterapi, yalnızca psikolojik rahatsızlıkları olan bireylere değil, aynı zamanda stres, kaygı, ilişkisel problemler gibi durumlarla başa çıkmak isteyen sağlıklı bireyler için de yararlı bir yöntemdir (Faith ve ark., 2024; Gaskill, 1976; Jonghe ve ark., 1994). Bu bağlamda, bireyler arasında daha etkili iletişim ve anlayış geliştirmek, yaşam kalitesini artırmak ve bireylerin kendileriyle barışık olmalarını sağlamak önemli hedefler arasında yer almaktadır (Bjorklund, 2009; Klug ve ark., 2016; Rodomonti ve ark., 2021).
Psikoterapi uygulamalarının çeşitliliği, bireylerin kendine özgü ihtiyaçlarına yönelik bir yaklaşım sunma çabasıdır. Bireysel psikoterapi, grup terapisi veya çift terapisi gibi farklı biçimler, psikoterapinin geniş kapsamlı hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırır (Gaskill, 1976; Güler ve ark., 2024; Özkul ve ark., 2022). Dolayısıyla, her bir terapinin amacı ve uygulama şekli, bireyin durumuna ve ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir.
Sonuç
Psikoterapi, bireylerin ruhsal iyilik halleri üzerinde önemli etkileri olan, karmaşık ancak derinlemesine bir süreçtir. Gerçek amacı, bireylerin içsel çatışmalarını anlamalarına yardımcı olmak ve bu çatışmalarla baş etmelerine olanak tanımaktır. Psikoanalitik terapi gibi derinlemesine inceleme gerektiren yaklaşımlar, bireylerin iç duygularını ve geçmiş deneyimlerini irdelemelerine yardımcı olurken, sistemik yaklaşımlar sosyal dinamikleri ve ilişkileri anlamaya yöneliktir. Sonuç olarak, psikoterapi, kişisel içgörüyü teşvik eden, dönüşüm sağlayan ve bireylere sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olan bir araç olarak önemli bir role sahiptir.
Kaynakça
Aldemir, İ. (2019). Depresif özellikler taşıyan bir danışanın psikoterapi sürecinde terapötik çerçevenin rolü. Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 6(3), 334–361.
Arslan, G. (2022). Ergenlerde ruh sağlığı ve iyilik halinin desteklenmesinde okul temelli pozitif psikoloji müdahalesinin etkililiği. PsyArXiv.
Aypay, A. ve Kara, A. (2018). Pozitif psikoterapi denge modeli bağlamında dengeli yaşam ölçeği ve dengeli yaşam temel becerileri ölçeğinin geliştirilmesi. Sakarya University Journal of Education, 8(3), 63–79.
Bjorklund, P. (2009). Medusa appears: A case study of a narcissistic disturbance. Perspectives in Psychiatric Care, 36(3), 86–94.
Blatt, S. J. ve Auerbach, J. S. (2000). Psychoanalytic models of the mind and their contributions to personality research. European Journal of Personality, 14(5), 429–447.
Brody, J. (1988). Couples psychotherapy: A psychodynamic model. Psychoanalytic Psychology, 5(1), 47–70.
Çebi, Z. ve Karaaziz, M. (2022). Kumar oynama bozukluğunda bilişsel davranışçı terapi: Bir olgu sunumu. Humanistic Perspective, 4(3), 549–567.
Damar, P. (2023). Göç yapan kadınlarda belirsizliğe tahammülsüzlük, stresle başetme ve evlilik doyumu: KKTC örneği. Journal of General Health Sciences.
Faith, L., Hillis-Mascia, J. ve Wiesepape, C. (2024). How does individual psychotherapy promote recovery for persons with psychosis? Behavioral Sciences, 14(6), 460.
Gaskill, R. (1976). An assessment of psychoanalysis as viewed from within. Journal of the American Psychoanalytic Association, 24(3), 553–588.
Grey, N., Byrne, S. ve Taylor, T. (2018). Goal-oriented practice across therapies. İçinde Goal-Oriented Practice in Psychotherapy (ss. 153-172). Oxford University Press.
Güler, A., Keskin, S. ve Terzi, M. (2024). Transformative impact of positive psychotherapy-based hope placement program. Public Health Nursing, 41(6), 1402–1417.
Gülüm, İ. V. (2012). Possible negative effects of psychotherapies. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4), 506.
Gülüm, İ. V. (2018). Psychotherapists awareness and possible negative psychotherapy outcomes. Nesne Psikoloji Dergisi, 6(13), 365-378.
Hendriks, G., van Zelst, W. ve van Balkom, A. (2021). Cognitive behavioural therapy and third wave approaches. Cochrane Database of Systematic Reviews.
Ibrahimova, S. (2024). Personality structure in psychoanalysis. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi.
Jonghe, F., Rijnierse, P. ve Janssen, R. (1994). Psychoanalytic supportive psychotherapy. Journal of the American Psychoanalytic Association, 42(2), 421–446.
Karahan, A. (2022). Boşanma sürecinde psikolojik müdahaleler üzerine bir derleme. Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 9(1), 88–111.
Klug, G., Zimmermann, J. ve Huber, D. (2016). Outcome trajectories and mediation in psychotherapeutic treatments. Journal of the American Psychoanalytic Association, 64(2), 307–343.
Messer, S. B. (2015). Psychoanalytic and psychodynamic therapies: Long term and short term. İçinde The Wiley Handbook of Healthcare Treatment Engagement (ss. 1-15). Wiley.
Mutlu, H. ve Demirtaş, V. (2023). Otizmli çocuğu olan ailelerin desteklenmesine yönelik BDT temelli çalışmalar. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(2), 433–452.
Özer, Ö. ve Yalçın, Y. (2019). BDT’ye dayalı psiko-eğitim programının sosyal anksiyeteye etkisi. Uluslararası Karamanoğlu Mehmetbey Eğitim Araştırmaları Dergisi, 2(2), 161–168.
Özkul, K., Özcan, E., Can, D., Özsoy, S. ve Gençöz, T. (2022). The effectiveness of psychoanalytic psychotherapy scale. Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 9(2), 351–378.
Pittermann, A. ve Kubinger, K. D. (2011). Co-existence or alliance? Psychology, 2(1), 42–48.
Rodomonti, M., Fiorenza, E., Gazzillo, F. ve Dazzi, N. (2021). Progress in psychotherapy: Control-mastery theory. Psychodynamic Psychiatry, 49(1), 131–159.
Sasioglu, M., Gulol, C. ve Tosun, A. (2014). Alexithymia: Treatment interventions. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 6(1), 22.
Yazar, R. ve Tolan, Ö. (2021). Evlilik terapilerinde bilişsel davranışçı yaklaşım. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 13(1), 1–22.